Avensis Insignia Accord Golf 407 C5 leri Karşılaştırdım

Merhaba arkadaşlar bu güzel foruma orheen in ricası üzerine benim de bir katkım olsun istedim.

Avensis Elegant siparişimi
bugün verdim. İnşallah haftaya gelecek.. Bu süreçte yaşadıklarımı
tecrübelerimi paylaşmak istedim..

Uzuuunca bir yazı olacak..

Mevcut aracım 2001 model Avensis D4.. Bu araçla geçirdiğim yaklaşık
100bin km boyunca neredeyse hiç sorun yaşamadım. 1 kez akü bitti,
değiştirdim. 2 tane oksijen sensörü değişti.. Bu sensörlerin değişimi
de arada motor arıza ışığı yandığından servisin önerisi ile oldu yoksa
araçta hiçbir sorun yoktu.. Rutin bakımlar sırasında değişmesi gereken
sarf malzemeleri vs. saymıyorum tabiki.. (Balata, buji vs..) Bu kadar
!!! Beni hiçbir yerde, hiçbir zaman, hiçbir koşulda zor durumda
bırakmadı.. HEr zaman aynı performansda ve aynı şekilde çalıştı.

Bu durumda zaten benim Toyota markasına bir sempatim olması tamamen
doğal.. Ancak yeni araç seçimimde toyotaya karşı olan sempatimi tamamen
bir yana bırakarak yaklaşık 2-3 ay araştırma yaptım..

Bu
araştırmalarda elbette ilk olarak yeni Avensis'e baktım. Tabiki
internetten.. Fotoğraflar, y.dışı incelemeler, yorumlar, videolar
vs..vs.. ve vazgeçtim !!! Evet.. vazgeçtim.. Çünkü netten baktığım
fotolarda araç tasarımı hoş gözüküyordu ama özellikle iç kabinde
kullanılan koyu ton beni vazgeçirdi.. Çünkü kişisel olarak bej-açık
tonlardaki kabin tasarımlarını hep daha çekici buldum.. Bu nedenle
farklı arayışlara girdim.. Çünkü pek çok alternatifim vardı ve olmuşken
her yönden kafama yatsın istiyordum.. Hatta sedan olmasa da olur diye
her alternatifi değerlendirdim..

Bu süreçte baktığım araçlar-modeller... Opel-Insignia, Honda-Accord, Volkswagen-Golf, Peugeot-407, Citroen-C5...

Evet hepsini önce internetten detaylı olarak inceledim sonrada bayide
gidip baktım.. Bu süreçte Toyota plazaya birkaç kez başka sebebler için
uğradım.. Bir keresinde ellerinde AVensis yoktu, diğerinde acelem
vardı.. Bu nedenle zaten vazgeçtiğim Avensise bakmadım..

Tüm bu modeller için fiyat-performans-marka güvenilirliği faktörlerinin
hepsini araştırdım.. Öncelik sıralamam, sorunsuzluk (hemen zaten toyota
olacakmış demeyin, olabilecek en yüksek sorunsuzluk diyorum.. yani eğer
optimum dengeyi yakalayabilirsem elbette toyotayı geri plana
atabilirdim, ki atmıştım zaten..), konfor, malzeme kalitesi, tasarım, yakıt tüketim-performans dengesi ... Diye sıralayabiliriz..

Bu durumda elimdeki listeden yaptığım eleme sebebleri ile beraber madde madde yazayım..

Opel-Insignia : Çok çok dolu (ama ne kadar doldurursanız o kadar cep
yakıyor), tasarım olarak sportif bir sedan, turbo modellerinin motor
performansları çok iyi... Test sürüşü kısa sürse de olumsuz bir durum
yoktu.. (Satış temsilcisinin ilk ışıkta " şurdan geri dönebiliriz.."
demesi dışında.. ) Amaaa.. Biz ailecek bu aracı kullanacağımızı
düşününce ve sık seyhat ettiğimizi de hesaba katınca Insginia'nın
sportif tasarım şekli işi baştan bozdu.. Özellikle bize lazım olan arka
koltuklar da kesinlikle sorun yaşayacağımız açıktı.. Bu sorunu konsol
tasarımı ve donanım zenginliği ile kendime kabul ettireceğimi
düşünürken (.. ki arka koltukta sıklıkla beraber seyahat ettiğimiz aile
büyükleri bu durumdan pek hoşlanmayacaklardı..) halihazırda devam eden
forum sayfalarında artan şikayetlerle karşılaşmaya başladım.. Buna bir
de 2. el sayfalarındaki satılık insignia ilanlarını ve özellikle
kullanıcılardan gelen çok yüksek yakıt tüketimi şikayetlerini ekleyince
Insignia dosyasını biraz beklemeye ve takibe aldım..

Honda
Accord : İşte hayallerimi süsleyen tasarım.. Bu ne muhteşem bir
tasarım.. Tabi benim kriterlerime göre.. Özellikle tek donanım seçeneği
sunmasıyla kafa karışıklığını ortadan kaldırıyor ve zengin donanımı ile
"Daha belanımı arıyosun hemşerim..." dedirtiyor.. Gittim gördüm, aynen
nette edindiğim izlenim neyse onu veriyor.. Tasarım, konsol, malzeme
kalitesi herşey mükemmel.. Ancak ne yazık ki, ellerindeki show aracı
için test sürüşü yaptıramıyorlardı.. Gelgelelim 2.000cc motor vergisi
ve muhtemel yüksek yakıt tüketimi.. Ben bunlara razıydım.. 80bin TL'lik
fiyatına da.. (Her ne kadar zorlayacak olsa da..) Bu nedenle Accord
dosyası güncel olarak gündemimde ve takibimdeydi.. Son ana kadar..

Volkswagen Golf : İşte yıllardır heryerde efsane olarak adlandırılan
golf 6 serisi.. Üstelik benim için en önemli konfor kriteri olan kabin
içi sessizlik iddiası ile.. Kesinlikle bakmalıyım dedim ve baktım.. Ama
o da ne... Diğer modelleri asla düşünmediğim için Highline bakmaya
karar vermiştim.. Ama ortada Higline Golf yok !!! Adamlarda doğru
dürüst test aracı bile yok.. Bulunduğum şehir itibariyle (...ki
büyükşehir..) olabilir derken, Doğuşun Highline getirmede sıkıntısı
olduğunu nette okudum.. Golf'ün malzeme kalitesi gördüğüm araç
itibariyle gayet tatmin edici idi.. HAtta en çok çekindiğim bagaj hacmi
konusunda bile "aslında fena değil.." diye düşündüm.. Bu arada
forumdaki sayfalarını birkaç ay sessizce takip ettim.. VW bayisi de
"Highline şu zamanda gelir.. Bakıp test edebilirsiniz.." demek şöyle
dursun "Nerden geldin kardeşim, Alacaksan sipariş verelim, yoksa gölge
etme.." gibi bir tavır içindeydiler.. Bu nedenle Golf için takibi daha
ziyade netten yaptım ve Highline modeli olmadığı içinde test sürüşü
yapamadım zaten.. Forum sayfalarında en iddialı oldukları "kabin içi
sessizlik" açısından gelen arka arkaya şikayetleri okuyunca (stabilize
yolda aşırı uğultu, kapılardan gelen gıcırtı ve dsg şanzımandan gelen
ses şikayetleri...) Golf dosyası da rafa kalktı..

Peugeot
407 Her ne kadar yüzü biraz eskise de bu aracın iç-dış tasarımını halen
beğeniyorum.. Ancak 407 kullanan bazı arkadaşlardan duyduğum inanılmaz
eleştirilerden sonra pek de araştırmadan hatta bayiye bile gitmeden
407'yi eledim.. Arkadaşlardan birisi aldığından bir hafta sonra benzinlikten
benzin almış sonra araca bindiğinde benzin ibresinin hiç değişmediğini
görüp önce pompacı ile sonra istasyon sahibi ile tartışmış.. Hatta
istasyon sahibi "Arabanın ibresi bozuktur.." deyince iyice küplere
binip " 1 haftalık aracıma bozuk diyorsun ama pompadan hava bastığınızı
kabul etmiyorsun.." diye bağırmış.. Derken depoyu pompacı fulleyene
kadar doldurmuş arkadaşta deponun dolduğunu gözüyle görüp tekrar aracın
ibresine baktığında halen aynı yerde olduğunu görünce artık durumunu
siz tahmin edin... Diğer arkadaşında beyin arızası gerekçesiyle aracı
defalarca servise girip günlerce kaldığı halde halen çözülememiş..

Citroen C5; bu aracıda tasarım olarak çok beğendim.. Ancak bayiye gidip
hem aracı gördüm hem de test sürüşü yaptım.. Bir kere citroenin
internet sitesinedeki fotolarda gördüğüm kabini test aracında
göremedim.. DAha doğrusu hayal kırıklığı oldu.. Donanım olarak hem
SX1.6 hemde SXPK1.6'da görülen iç konsol bayilerdeki modelde yok..
Renkli navigasyon ekranı yok.. Tamam navigasyon olmayabilir de, neden
bayilerdeki asıl aracınızın resmi sitenizin hiçbir yerinde yok..
Zannettim ki tüm modellerde bu renkli navigasyon standart.. Oysa
bayideki modellerde onun yerine uyduruk bir gözlük koyma yeri gibi
birşey yapmışlar, ki kötü görünüyor.. Ayrıca yine sitelerindeki o
metalik bantlı direksiyon da yok.. Bunun 2.000cc modellerde olduğunu
söylediler ama o da ellerinde yoktu.. 2.0 modellerinin 75bin'lik fiyatı
da bu araca çok geldi.. Ayrıca malzeme kalitesi baktığım fotolardan
daha düşük göründü gözüme.. Bir de test sürüşünde her gaza bastığımda
titreyen vites kolu bana yıllaaar önce kullandığım broadway'leri
hatırlattı ki hem gülümsedim hem de fransızlara "Halen aynı şanzumanı
mı kullanıyorsunuz.... yazık.. yazık.." sitemlerimi de ilettim.. ...ve
dosya rafa kalktı..

Eveeet.. Finale geliyoruz..

Eşimin aracının bakımı için bugün Toyota servisine gittim.. Bu arada
"Şu avensise bir bakayım hele." diyerek satış bölümüne gittim.. Mevcut
bir adet Avensis Elegant vardı.. Bir de kapıda test aracı.. Avensis'i
sipariş üzerine getiriyorlar gibi bir durum var.. Çünkü bayideki araç
satılmıştı.. Satış temsilcisi ile bir stok sorunu vs.. var mı
konuşacaktım ama aklıma gelmedi.. Ama soracağım..

Bir kere
yeni Avensis kesinlikle ve kesinlikle internetteki en afilli
fotoğraflarından bile daha güzel bir araçmış.. Ben belki yüzlerce
fotoğraf baktım ama canlısını görünce tabirimi mazur görün "Oaaa... Bu
ne lan..." demekten kendimi alamadım.. Aslında Insignia'nın yapmaya
çalıştığı ama fazlaca alçalan C sütunu nedeniyle arka tarafı daralttığı
tasarım denemesini Avensis kesinlikle başarmış.. Yani araç tam bir
sedan ama kesinlikle dinamik bir görüntüsü var.. Dış tasarımda kusur
olarak birşey bulamadım. Yeni tasarlanmış stop grubu ve ön farlar
Toyota gibi muhafazakar bir marka için bence iddialı bir deneme olmuş
ama başarmışlar.. Gelelim meselenin iç kısmına...

İç
malzeme kalitesi ve görünümü de -her ne kadar halen konsolun bir
yarısının açık renk olması gerektiğini düşünsem de- internetteki
fotoğraflarda gerçekten tam anlaşılmıyor.. Bir kere konsolda kullanılan
plastik kesinlikle kalitesiz bir malzeme değil.. ve bunu
görmeden-dokunmadan anlamanız mümkün değil.. Ama dediğim gibi iç
tasarımda keşke açık tonlarda kullanılsaydı.. Ama kapı içinde
kullanılan malzemeler için aynı şeyleri söyleyemem.. Burada kullanılan
plastik malzemeler daha kaliteli olmalıydı.. Ama ilk planda çok
kaliteli gözüken ama birkaç ay kullanımdan sonra dökülmeye başlayan
(bilenler hangi markadan bahsettiğimi anlamıştır..) yerine daha vasat
görünen ama 10 yıl sonra bile aynı görünümünü koruyacak malzemeyi
tercih ederim.. İnşallah Toyota da benim dediğim gibi düşünmüştür..
Yine iç kabine dönersek, geniş, rahat, konforlu.. Deri döşeme olsaydı
gözüme hoş görünecekti belki de alacaktım ama, neredeyse 7-8 yıldır
deri döşeme araçlar kullanan biri olarak artık şu terletme meselesinden
bıktığım için sevindim aslında... Bagaj hacmi çok çok geniş... 509
litre.. Bilmiyorum bu sınıfta daha genişi var mı ??

Eveet sona yaklaşıyoruz.. Test sürüşü...

Test sürüşü için anahtarı elime alınca Toyotaya sitemlerimi ilettim
satış temsilcisi aracılığıyla.. KArdeşim düzeltin şu anahtarları yahu..
Anahtar bir aracın imajıdır.. Tamam.. İşini görüyor mu.. Evet... Ama
birazda estetik lazım.. Neyse bunu da eksi puan hanesine yazıp test
aracının koltuğuna oturdum.. Kontağı çevirip elektronik el freni
muhabbetini bitirdikten sonra yola çıktık.. (El freni sizin birşey
yapmanıza gerek kalmadan otomatik devreden çıkıyor.. Çok güzel bir
özellik.. Ayrıca hemen aklıma dik yokuşlardaki el alışkanlığım geldi ve
panikle sordum "ne yapacağız dik yokuşta durmamız gerekirse" diye... Bu
fren HillHolder olarak da kullanılıyormuş.. Hem de çok pratik.. Yalnız
keşke daha rahat ulaşılacak bir yerde olsaydı.. Ayrıca diyelimki
olağanüstü bir durum oldu ve el freni kullanmanız gerekti.. yine bu
elektronik fren mandalına basılı tutarak manuel olarak fren
yapabiliyormuş.. ) Bu arada test sürüşü aracının ortalama tüketim
değeri dikkatimi çekti.. 8.4 lt !!!! İnanılmaz.. Test sürüşü için
kullanılan bir araçta eğer ortalama 8.4 ise kendi kullanımımızla demek
ki gerçekten fabrika verileri yakalanabilir.. Ayrıca Toyota bu fabrika
verileri konusunda atmıyor.. Gerçekten verdikleri değerler normal
kullanım şartlarına uyuyor.. Yıllardır toyota kullanan birisi olarak
bunu rahatlıkla söyleyebilirim..

Test sürüşü izlenimlerim
geçersek.. Direksiyon mükemmel.. Manevralarda hem düşük hem yüksek
hızla denedim, tepkiler, verdiği his çok çok iyi.. Avrupa üretimli
markalarda genel olarak olan o hissizlik yok.. HAkimiyetin sizde
olduğunu hissetiriyor.. Düz 3 şeritli yolda aracın motor performansı
bana gayet iyi geldi.. Kullanığım aracın 150 beygir olduğunu düşününce
ben çok daha azına razıydım aslında.. Ama 6 vites olması gücü viteslere
yaymış ve özellikle ekrandaki shift uyarılarına dikkat ederek vites
değiştirilince çok iyi gidiyor araç.. Bu arada 100'den 160'a araç o
kadar rahat tırmanıyor ki resmen uzuyor yolda.. Ayrıca 160km
civarlarında araçta tek hissettiğiniz şey konfor... Bu gerçekten çok
güzel bir his.. Hızı kesinlikle hissetmiyorsunuz... Ne bağıran bir
motor, ne yolda gezinmeye başlayan bir araç ne de rüzgar uğultusu...
Hiçbiri yok.. Sadece konfor... Bu gerçekten mükemmel bir artı puandı..
Hem de tüm eksikliklerini bir anda gözümden silmeyi başaran bir artı
puan..

3 şeritli kaymak yolda Hacı Muratta konforlu
olabilir deyip servisten uzaklaşıp stabilize yollara girdim.. Derken
köy yoluna bile girdik.. İşte benim için can alıcı kısım buydu..
Malzeme kalitesini özellikle de işçilik kalitesini en iyi gösteren test
bu... Araçta gerçekten hiçbir cızırtı, tıkırtı, zırıltı yoktu...
ÖZellikle en düşük güçte çalışan klimayı bile kapattırdım tam olarak
dinlemek için.. Ama yok... Sessiz, kesinlikle sessiz.. Yine bir kocaman
artı aldı Avensis.. İşte bu testten en baba markalar bile sınıfta
kalabiliyor.. İnşallah ilerleyen bin km'lerde ve yıllarda da aynı
sessizliği ve konforu korur diyorum kendi adıma...

Evet
test sürüşünden dönünce kararımı vermiştim.. Koyu renk kabinine,
uyduruk anahtarına ve bazı donanım eksikliklerine rağmen Avensis tüm
araştırdığım araçlar içinde bana göre en iyi fiyat-performans-konfor-kalite
oranını yakalıyordu.. İçimden tek aklımda takıntı kalan Accord'a elveda
deyip (... ki ödemeyeceğim abartı vergi, ve cebimde kalan 30bin TL'ye
sevinerek...) Avensis'in siparişini verdim.. 50.200 TL...

2. el meselesini de kısaca anlatayım.. Bu fiyat civarlarında
alınabilecek pek çok üst sınıf araç olduğunu biliyorum.. Ama bu süreçte
onları da araştırdım.. Pek çok marka-model ikinci ele baktım.. Ama bu
piyasada ikinci ele güvenmek gerçekten çok çok zor.. KM'lerle
oynamalar, bir kaportacının "3-4 parça boyalı.." dediği araca diğerinin
"tertemiz abi.. hiç işlem yok.." demesi, telefonla "araçda boya var
mı.." diye sorunca "değişen yok abi..." diye verilen cevaplar...
Güvenemedim.. O yüzden 2. el piyasasını aklımdan çıkardım.. Zaten 50bin
+ fiyatları 2. ele vermek yanlış geldi bana...

İşte böyle..
Bu yazımda maksadım asla bazı marka-modelleri kötülemek veya toyotayı
övmek değil.. Yazıda bunu anlamışsınızdır.. Ve son değerlendirme
cümlemi (...bana göre en iyi fiyat-performans-konfor-kalite oranını
yakalıyor...) dikkate alınız lütfen.. Elbette Avensisden çok daha
iyiler olabilir, ama herkes kendi için en uygun oranları başka
marka-modellerde yakalayabilir.. Bu gayet doğal.. Ben izlenimlerimi
paylaşmak istedim..